Testis kanseri tanısı konulan erkeklerin ortalama yaşı yaklaşık 33’tür. Bu, büyük ölçüde genç ve orta yaşlı erkeklerin hastalığıdır, ancak vakaların yaklaşık %6’sı çocuklarda ve gençlerde, yaklaşık %8’i ise 55 yaşın üzerindeki erkeklerde görülür. Testis kanserinde tanıda geç kalınması tehlikeli olabilir. Sadece 6 haftalık bir gecikme, yaşam kaybı riskini 2 kat artırabilmektedir. Gelişen tedavi yöntemleriyle testis tümörü olan hastalarda %95’e varan başarılı sonuçlar elde edilebilmektedir. Bu nedenle testis tümörlerinde erken teşhis hayati önem taşımaktadır. Memorial Antalya Hastanesi Üroloji Bölümü’nden Op. Dr. A. Egemen İşgören, testis tümörleri ve tedavisi hakkında bilgi verdi.
Kardeşlerde varsa dikkat!
Testis tümörü riskini artıran nedenlerin başında inmemiş testisler yer almaktadır. Testis tümörlü hastaların %5-12’sinde görülen inmemiş testislerin yanı sıra; birinci dereceden akrabalarda (özellikle kardeşlerde) testis tümörü olması, genetik bir hastalık olan “Klinefelter sendromu”nun görülmesi, karşı testiste daha önceden testis tümörü olması ve kısırlık gibi nedenler de testis kanseri nedenleri arasında sıralanabilir.
Nefes darlığı ve kilo kaybı tümörün habercisi olabilir
Testis tümörleri genellikle ağrısız kitlelerdir. Tümörler, bazı durumlarda testis içine kanama veya travma sonrası akut ağrı olarak da ortaya çıkabilir. Diğer yandan, testis çevresinde su toplanması (hidrosel) veya memelerde büyüme ve hassasiyet (jinekomasti) hastalığın belirtileri arasında yer almaktadır. Hastalık genellikle ileri derecede yayılmamakta, ancak yayıldığı ender durumlarda kanserli hastanın boynunda kitle oluşumuna, nefes darlığına, kilo kaybına, bulantı ve kusmaya neden olabilmektedir.
Tanı için fizik muayene, testis ultrasonu ve kan testlerine ihtiyaç duyulmaktadır. Bu tetkiklerin yanı sıra; tümörün yayılma riskine karşı akciğer filmi ve tomografi de çekilmektedir.
Bu şikayetler ortaya çıktığında, özellikle iki haftadan uzun sürüyorsa mutlaka uzman görüşü alınmalıdır.
Vakit kaybetmeden tedaviye başlamak önemli
Testiste ele gelen bir kitle, aksi ispat edilmediği sürece tümör olarak kabul edilir ve vakit kaybetmeden tedaviye başlanır. Gerekli patolojik incelemenin yapılması ve tanının kesinleştirilmesi konusunda çabuk davranmak oldukça önemlidir. Patolojik incelemenin sonucuna göre hastalığın hangi evrede olduğu ve hücre yapısına göre değişiklik gösteren alt tipleri tanımlanmaktadır. Elde edilen sonuç doğrultusunda “kemoterapi” veya “radyoterapi” gibi ek bir tedaviye ihtiyaç duyulup duyulmadığı belirlenmektedir. Ameliyat sonrası tümörün evresine ve tipine göre iyi bir takip yapılmalıdır. Hastalığın tedavisinde başarı şansını artıran en önemli faktör erken tanı ve kısa sürede yapılan uygun tedavidir.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.